23 Ağustos 2011
Aliquam sit amet felis. Mauris semper, velit semper laoreet dictum, quam diam dictum urna, nec placerat elit nisl in quam. Etiam augue pede, molestie eget, rhoncus at, convallis ut, eros. Aliquam pharetra.
Read more...
24 Ağustos 2011
Aliquam sit amet felis. Mauris semper, velit semper laoreet dictum, quam diam dictum urna, nec placerat elit nisl in quam. Etiam augue pede, molestie eget, rhoncus at, convallis ut, eros. Aliquam pharetra.
Read more...
Deneme Sitesi
İzmir/Bornova
Email: bedirhan35531( at )hotmail.com
Phone: (123) 456-7890
Fax: (123) 456-7890
Tahkiki İmanın Mertebeleri
Tahkiki iman yakin iman demektir.Yakin ise ; içinde şüphe olmayan bilgi , gerçeğe uygun kesin bilgi diye tarif edilmiştir.Şüphenin zıddı da denilmiştir.Tahkiki imanın zıddı ise taklidi imandır ve taklidi imanda şüpheler mevcut olabilir.
Yakinen imanın ve yakinin üç mertebesi vardır:
İlme'l yakin , Ayne'l yakin ve Hakka'l yakin.
a)İlme'l yakin:
''Akli ve nakli delillerin neticesinde kalpte oluşan kesin bilgi'' diye tanımlanır.Bilgiye ilme dayalı bir kesinlik ve iman söz konusudur.Tahkiki imanın en alt mertebesi diye tasvir edilir.
b)Ayne'l yakin:
''Müşahade (gözlem) yoluyla elde edilen ve doğruluğu apaçık olan bilgi'' diye tarif edilir.Kişinin İlme'l yakin de elde ettiği bilgileri dış alemde müşahade etmesidir.Ayne'l yakin İlme'l yakinden bir üst mertebedir.
c)Hakka'l yakin:
Hakka'l yakin yakinin en üst mertebesi ve kesin bilginin varılabilecek son noktasıdır.''İlim ve müşahadeden geçerek fiili olarak tahakkuk edip yaşanılan hakikat'' diye de tanımlanmıştır.Kısacası ilim ve müşahadeden geçip hakikate ulaşmaktır.İslam alimlerince Hakka'l yakin derecesine gelen bir insana ''Şüphe orduları dahi hücum etse hakikate varırlar'' diye tasvir edilmiştir.
Tahkiki imanı elde etmek isteyen insanların son varacağı nokta Hakka'l yakin ve başlangıç noktası ise Ayne'l yakin olarak belirtilmiştir.Çünkü hakikatler kalp ve göz ruhunu açar , ortadan perdeler kalkmışcasına insanı bir kemal'i insan mertebesine yükseltir.
Daha iyi bir izah için şu iki mertebeden de bahsetmek istiyorum:
1-Mecazi (Beşeri) Aşk
2-Hakiki (İlahi) Aşk
Bu konuyla ilgili olarak Ünlü divan şairimiz Fuzuli'nin ''Leyla ile Mecnun'' adlı eserine biraz değinmek istiyorum.
Bilindiği üzere bu hikaye harikulade bir Aşk hikayesi ve fevkalede bir eserdir.Mecnun Leyla'ya kavuşabilmek için dağları ve çölleri aşar , çöllerde susadığında susuzluğunu Leyla'nın hayaliyle giderir , kısacası iki sevgili hikayesidir.Mecnun ile Leyla'nın aşkı hikayenin büyük bir bölümünde devam eder.Ne zaman ki Leyla gerçekten Mecnun'un olacaktır , Mecnun Leyla'yı tanımadığını ve onun bu dünyada bir sevdiğinin olmadığını söyler.Leyla'ya Mecnun'un bu hali sorulduğunda ''O hakiki aşkı , gerçek sevgiliyi buldu. Artık gözü ne beni görür ne de başkasını '' der .
İşte bu hikayeden özetle Mecnun'un çöllerde kana kana susadığı , uğruna dağları aştığı bir beşeri Aşk iken İnsan-ı Kamil mertebesini tamamlayıp Mecazdan Hakikate yani Beşeri Aşktan İlahi Aşka yönelmesi ve gözünün artık Allah sevgisinden başka bir şeyi görmemesi ve asıl saadete ulaşması bu durumu en iyi bir şekilde açıklar.Bununla beraber bu hikaye Mecazi Aşk ve İlahi Aşk'ı bir arada işlerken bunun yanında bir tasavvufi eserdir.
Umarım güzel bir örnek olmuştur.Sevgilerimle ...
İrfan Mektebi Dergisi'nden alıntı yapılarak hazırlanmıştır.